Her sabah güneşin doğuşunu izleyip “bugün de güzel bir gün olacak” diye düşünüyorsan, arada sırada gökyüzünün sadece mavi değil, griye bürünebileceğini de hatırlamakta fayda var. Çünkü ABD’nin kalbinde, sessizce bekleyen bir dev var, Yellowstone Süper Yanardağı. Güzelliğiyle büyüleyen Yellowstone Ulusal Parkı, sadece doğanın baş döndüren yüzünü değil, aynı zamanda doğanın ne kadar acımasız olabileceğini de içinde barındırıyor.
“Süper” Yanardağ Ne Demek?
Önce biraz terminolojiyi oturtalım. “Süper yanardağ” ifadesi kulağa bir Marvel karakteri gibi gelse de, aslında resmi bir jeolojik sınıflama değil. Ama halk arasında kullanılan bu tabir, potansiyel etkisi sıradan volkanların çok ötesinde olan devasa volkanlar için kullanılıyor. Bu tür bir yanardağ, patladığında yalnızca lokal bölgeleri değil, tüm kıtaları, hatta gezegeni etkileyebilecek kadar güçlü.
Bir süper yanardağ patladığında atmosfere yüzlerce kilometreküp volkanik materyal salınabilir. Bu kül ve gazlar, iklimi değiştirebilir, tarımı durma noktasına getirebilir ve küresel ekonomik dengeleri altüst edebilir. Kısacası bu öyle birkaç gün sürecek bir doğal afet değil, bildiğimiz hayatın kökünden değişmesi demek.
Yellowstone’un Yeri ve Yapısı
Yellowstone Kalderası, Wyoming eyaletinde yer alıyor ama etkisi, sınır tanımıyor. 75x115 km boyutlarındaki bu kaldera, aslında yüz binlerce yıl önceki devasa patlamaların mirası. Şu anda üzerinde yürüdüğümüz topraklar, geçmişte gökyüzünü karartmış dev bir patlamanın kalıntıları.
Kalderanın altında, devasa bir magma odası yatıyor. Bu oda o kadar büyük ki, tamamen dolu olsaydı birkaç kez Everest Dağı’nı kaplayacak kadar lav içerebilirdi. Neyse ki şu an tam dolu değil, ama hareketli. Isı, gaz salınımı, minik depremler… Bunlar, bu devin hala yaşadığının işaretleri.
Patlarsa Ne Olur?
Sadece Amerika değil, tüm dünya diken üstünde olur. Çünkü bu, lokal bir afet değil, küresel bir kriz olur.
Lav, Ateş, Kıyamet?
Hayır. En azından film sahnelerindeki gibi değil. Lavın etkisi çok daha sınırlı olur. Elbette çevresindeki 100-200 kilometrelik alanda yerleşim yerleri varsa, durum ciddi. Ama Yellowstone’un en büyük tehditi lav değil, kül.
Kül Yağmuru ve Atmosfer Kapanması
Patlama sonucu oluşacak kül bulutları atmosferin üst katmanlarına kadar ulaşır. Bu kül, güneş ışığını engelleyerek Dünya’nın yüzeyine ulaşmasını zorlaştırır. Güneş ışığı olmadan ne olur? Tarım durur. Bitkiler fotosentez yapamaz. Hava sıcaklıkları dramatik şekilde düşer. Yağmur düzeni bozulur. Küresel iklim çöküşü başlar.
Amerika’nın Tahıl Ambarı Küller Altında
Yellowstone patlarsa, kül sadece Wyoming’in çevresine değil, Mississippi Nehri’nden Kanada’ya, Kaliforniya’dan Florida’ya kadar geniş bir alana yayılabilir. Tahıl ambarı olarak bilinen tarım alanlarının üzeri külle kaplanır. Bu, sadece ABD için değil, dünya gıda tedariki için felakettir. ABD halen büyük bir buğday ihracatçısı. Onun yokluğunda Ukrayna ve Rusya bir süre devreye girebilir, ama bu geçici bir çözüm olur. Külün yayılması global olduğunda onların da üretimi düşer.
Tarih Tekerrürden İbaret mi?
1815’teki Tambora patlamasını hatırlayalım. Endonezya’daki bu patlama sonrası 1816 yılı “Yazın Olmadığı Yıl” olarak tarihe geçti. Yaz ortasında kar yağdı, sıcaklıklar düştü, tarım çöktü ve kıtlık başladı. O dönem 100.000’den fazla insan bu yüzden öldü.
536 yılında yaşanan atmosferik çöküş ise tarihin en karanlık yıllarından biri olarak biliniyor. Sebebi net bilinmese de volkanik bir patlama olduğu düşünülüyor. O yıl güneş, neredeyse hiç doğmadı. Mahsuller bitti, açlık yaygınlaştı. Şimdi bunların çok daha büyüğünü düşün. Üstelik 8 milyar insanın yaşadığı bir dünyada.
“Hazırlıkçılık” Artık Lüks Değil, İhtiyaç
Hazırlıklı olmak, yalnızca "felaket tellallarının" hobisi değil. Yellowstone senaryosu bize gösteriyor ki, bu tür “uç” ihtimaller bile, yeterince etkiliyse, göz ardı edilemez.
Gıda Stoğu Ne Kadar Yeter?
Bugün birçok “hazırlıkçı” bir yıllık gıda stoğu yapıyor. Ama Yellowstone gibi bir felakette, bir yıl bile yetmeyebilir. Güneş ışığı olmadan yeni ürün yetiştirmek zorlaşır. O bir yıl, üretime geçmek için değil, hayatta kalmak için yeterli olmalı. Dolayısıyla gıda stoku yalnızca konserve fasulyeden ibaret olmamalı. Tohumlar, topraksız tarım kitleri, uzun ömürlü gıdalar ve vitamin destekleri de planın bir parçası olmalı.
Alternatif Tarım. Yeraltı Seraları ve Dikey Tarım
Kül güneşi kesiyorsa, biz de güneşi taklit ederiz. Yeraltı seraları (veya “earth shelter greenhouse”) ile donma noktasının altındaki sabit toprak sıcaklığından faydalanabiliriz. Bu yapılar, üstte cam ya da şeffaf panellerle kaplı, altta ise toprakla izole edilmiş alanlardır. İçerideki sıcaklığı sabit tutmak için yeraltı boru sistemlerinden gelen jeotermal ısı kullanılabilir.
Işık içinse LED büyüme lambaları gerekir. Güneş panelleri külle kaplanırsa yeterli verim sağlayamayabilir, o yüzden rüzgâr türbinleri devreye girer. Tabii bu da sağlam bir batarya bankası gerektirir.
En Temel Kaynak Su
Yağmur yağmaya devam eder. Ancak bu su, atmosfere yayılan kül nedeniyle kirlenmiş olur. İşte burada su arıtma sistemleri devreye giriyor. Mekanik filtreler, aktif karbon sistemleri ve UV arıtma gibi yöntemlerle suyu güvenli hale getirmek mümkün. Ama unutmayın ki filtrelerin de son kullanma tarihi var. Ve bol bol stoklaman gerek.
Yellowstone'un Sessiz Sinyalleri
USGS (ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu), Yellowstone’daki jeotermal hareketleri anbean takip ediyor. Şimdilik aktif bir tehlike yok, ama bu hiçbir zaman olmayacağı anlamına gelmez. Tıpkı Axial Seamount gibi deniz altı volkanlarının yıllık hareketleri gibi, Yellowstone da belli aralıklarla "iç geçiriyor."
Son büyük patlamanın üzerinden 640.000 yıl geçti. Bilim insanlarına göre ortalama patlama döngüsü 600.000 yıl. Yani biraz “gecikmiş” durumda. Ama unutma volkanlar takvim tutmaz :)
Son Söz Olarak Felaket Kapıda mı?
Hayır. Ama kapıyı aralayan işaretler var. Yellowstone'un yarın patlaması mümkün değil, ancak 100 yıl içinde bir süper yanardağ patlaması olasılığı, bilimsel olarak küçümsenemez seviyede. Hazırlıklı olmak için illa ki paranoyak olmaya gerek yok. Birkaç filtre, birkaç güneş paneli, bir miktar tohum… Belki de bunlar, sadece “akıllıca” yaşam tercihleridir.
Eğer bu yazıyı buraya kadar okuduysan, sen zaten bilinçli bir bireysin. Artık senin sıran, evindeki kaynakları gözden geçir, eksiklerini tamamla ve “ya patlarsa” demeden önce, “hazırım” diyebileceğin bir yaşam kur. Çünkü hazırlıklı olmak, korkudan değil, sorumluluktan gelir.
Hazırsan, sıradaki makaleyi paylaş. Birlikte sıradaki felaketi ya da fırsatı deşifre edelim.
Yorumlar
📩 Postapokaliptik.com’daki yeni içeriklerden anında haberdar olmak ister misin? Blogumuzun yan tarafındaki iletişim formuna "Mail almak istiyorum" yazarak mail listemize dahil olabilir, yeni içeriğimizi girdiğimiz anda mail kutundan okuyabilirsin! Spam yapmayacağımıza söz vermekle birlikte dilediğin zaman listeden çıkabileceğini de hatırlatırız. 🔥